Onur Önel Endüstri Mühendisi. “İş” yaşamının “iç”yansımalarını, “Birisi Patrona Gerçeği Söylesin” kitabı ile aktarmış. Anlattığı kişi ve olaylar herbirimizin sadece iş değil hayatının da içinden.
Belki birkaç gün önce siz de haksızlığa uğradınız, belki biri bugün gözünüzün içine baka baka size yalan söyledi ya da belki yarın, hazırlanan rapor içeriğinin şirket sahibine çok da doğru aktarılmadığına tanık olacaksınız.
Kurumsal” hayatın “Şatafatlı ve Masalsı” perdesinin arkasındaki “gerçek” tiyatroda hangi oyunlar oynandığını şu başlıklarla anlatmış:
-Terfi sisteminde adalet
-Kağıt üzerinde görünmeyen verimsizlik maliyetleri
-Toplantıların nasıl etkin olacağı veya olamayacağı
-Bahaneleri çalışanın mı patronun mu yarattığı
-Özgeçmişteki diplomadan ziyade erdemin önemi
-İç ve dış kurumsallaşma sürecinin genel anlamda etkinliği
-3 kişilik işin 2 kişiye yığılarak yapıldığına inanılan tasarruf (!)
İnsan kaynakları için kitapta özel bir bölüm ayrılmış. Bu birimde özellikle olması gereken bağımsızlık, adalet, tarafsızlık gibi özelliklerden detaylı bahsedilmiş. Söz konusu birimin diğer şirket çalışanları üzerindeki sonuçlarının olumlu olumsuz analiz edilebilmesi için pek çok örnek sunulmuş. Özellikle insan kaynakları çalışanlarının bu kitabı satır satır okumasını önemli buluyoruz.
İyi insanların genel sorununun işlerinin reklamını gereği kadar yapmadığı ve işi kendi tekelinde tutanların karakteristik özellikleri...Bizim skeçlerimizin karakterleri olan Selin ve Toygar Müdürden izler bulduk bu satırlarda.
Yazarın kız kardeşi ile acı bir paylaşımı var, beni derinden etkiledi. Kardeşi, çalıştığı işyerinde mutsuz, sonrasında maalesef kansere yakalanıyor ve yenik düşüyor. İki çocuğu var. Kitabın gelirinin yarısını kardeşinin anısına sivil toplum kurumlarına bağışlıyor. Bu çok anlamlı..
Onur Bey vesilesi ile ; ahlaksız davranıp başkasının hakkını gasp eden, “altı üstü” bir koltuk için başkasının hayatını “alt üst” edenleri bir kere daha düşünmeye davet ediyoruz. Acaba değiyor mu ?