top of page

Declutter Gücü Adına !

Güncelleme tarihi: 11 Oca 2020



DECLUTTER GÜCÜ ADINA!


Yeterli-aşırı (enough-excess) dengesinde kayık gibi sallanıyor yaşamımız. Kadın olmak bazen yeterli, bazen aşırı geliyor mesela bünyemize. Hele ki iş yaşamındaki azgın dalgalara rağmen düşmeden durabilmek ve eve gelince diğer sorumluluklarla başetmek. Bazen bir ip üzerinde yürüyen cambaz olmak sanki daha kolay.

Bu dengenin başka bir ucuna ise gelir kaynakları ile harcama dürtüleri arasında bir aşağıya bir yukarı inen küçük bir tahterevalli eklersek “Çöz beni arapsaçı” olmamız işten bile değil. Sizin de bir yığın “yapılması gerekenler” göçüğü altında kalıp kendi sesinizi duyamadığınız anlar yok mu?

Sihirli bir değnek şart değil mi? Benim sihirli iksirim : “Declutter gücü”.

Declutter, dağınıklığı derlemek, toplamak ve düzene koymak demek. Biz ona kendi içimizde dök-topla-kurtul felsefesi diyelim.

Dök-topla-kurtul neden benim için bir felsefe? Çünkü göçük altında kalmış sesimi tekrar bulmama yardımcı olduğu için. Büyüteçle dök-topla-kurtul aşamalarına teker teker bir bakalım mı?:

İlk aşama: DÖK:

Kafana sağnak yağmur gibi yağan sorumlulukları, düşünceleri, eşyaları, insanları, kaygıları şöyle bir kucağına dök. Üstün ıslanır diye çekinme bir dök bakalım.. Şu her daim talepkar olan önceliklerini bir dök ki dile gelsinler. Sana neler dediklerini, senden beklentilerini bir dinle. Öyle ya toplamak için önce döküp saçmak gerek değil mi? Anlamak için de önce dinlemek.

Döktük önümüze tüm taşları.. Fikirleri, yapılması gerekenleri, sahip olunan eşyaları ve hatta silsem mi silmesem mi dediğimiz telefon numaralarını. Neler fısıldıyorlar? Bazıları hiç konuşmuyor artık değil mi? İşyerinde bilmem kaçıncı sene hediye edilen küçük heykelcik sanki eskisi kadar da parlak değil. Veya yıllardır rehberi işgal eden ama aramayı aklına bile getirmediğin isimler ne diyor veya demiyor? Akşam yapmayı düşündüğün kabak da sanki susmuş, kahvaltı yaparız fikrine bırakmış sahayı.. Şu kırmızı bluz beni hiç sevmedin der gibi mahzun, boynubükük oturmakta gardırobun bir köşesinde

Dinledikçe duymaya başlıyorsun. Hem içini hem de dışını .. Aynı dökme saçma işlemini bir sefer işyerinde yap, başka sefer açıkhavada, daha başka bir gün ise balkonda. Değişik sesler seni kimbilir nerelere götürecek ve döküp saçmak bilsen aslında sana ne kadar iyi gelecek. Ya artık sesi hiç gelmeyenler..

İkinci aşama: TOPLA

Toplamak aynı anda aslında ne kadar çok şey düşünmeye çalıştığımızın, sorumluluklarımızın üstümüze yapıştığını anladığımızın ve an itibariyle gereksiz statüsüne geçmiş pek çok eşya veya insanların bir nevi durum sonuç-toparlama raporu…

Şimdi kriter ışığında sıralama yaparak karar vermek ve iyileşmek zamanı. İşyerinde senin üstüne aldığın bu iş “hayır” diyememenin bir sonucu mu yoksa gerçekten yaptığın işle birebir bağlantılı mı? İlkiyse listenin en sonuna düştü bile. Ya da seni bir zamanlar çok kıran insanların telefonunu saklamak bir yük değil de ne? Ekle listenin sonuna. O kırmızı bluzu hiç almayacaktın aslında değil mi? Koy onu da sonun en başına..

Listenin sonlarına sıraladığın her ne ise aslında onlar zihninin karanlık köşesinde birer alarm. Ne zamana kurulduğu belli olmayan bir alarm. Alarmın azı karar çoğu zarar diyerek geç 3.aşamaya

Son aşama: KURTUL

Birinci aşamayı yavaş ve emin adımlarla geçenler 3. aşamada hiç güçlük çekmeden listenin sonunda yer alan fazlalıklarından kurtulmayı başarıyor. Vedalaşmak zordur ama eğer kafanda sesleri duymadığına eminsen çok da acı çekmezsin. Başını iyi dinlediğin bir masalın sonunu tahmin edebileceğin gibi, listenin sonuna aldıklarına yavaş yavaş hoşçakal dersin.. Arınır ve zamansız öten alarm seslerinden kurtulursun..

Elinde kalan azdır ama senindir. İddialı veya hırçın değildir, kıymetlidir, zihnini dağıtmaz, iç sesini duymana yardım eder.

Son bir söz: Yaşadığın her alanı declutter gücü ile donat. Pişman olmazsın


107 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bir Söz

bottom of page