Bundan 5-6 yıl önce çalışanlarının performansını işyerinde geçirdiği saatle sınayan bir firmada çalışıyordum. Çalışanların işe kaçta girdiği, işten kaçta çıktığı yöneticilere rapor olarak gidiyordu. Mesai saatleri içinde hiç yerinize oturmamış olabilir, ya da zihninizi hiç iş odaklı toparlayamamış olabilirdiniz. Bunun ne önemi vardı ki? Önemli olan ofiste bulundunuz mu, bulunmadınız mı idi.
O zamanlar başka firmalarda evden çalışma yöntemlerinin uygulandıgını duyduğumda çok imrenirdim. Haftada bir gün evlerinden ya da istedikleri bir yerden çalışabiliyor olmaları çok cazip gelirdi. Şimdi çalıştığım firmada bu imkan var. Gel gör ki hiçbirşey sonsuz mutluluk getirmiyor. Yaşadığım deneyimleri objektifçe aktarmak isterim.
Olumlu deneyimlerim:
Trafik telaşından kurtulmak çok iyi geliyor. Yolda geçireceğim 2 saat yerine; uyuyorum, çocuklarımla kahvaltı ediyorum. Mesai başlangıcından yalnızca 5 dakika önce uyanıp, yüzümü yıkayıp, atıştırmalık ve kahvemle masama oturabiliyorum. Bir arkadaşım evden calıştığı günlerde navigasyona sanki işe gidecekmiş gibi rotayı girip, kazandıgı zamanı görmekten keyif aldıgını soylemişti.
Odaklı çalışmak için harika bir imkan. Bölünmene sebep olan farketmeden kaybettiğin zaman kayıpları ortadan kalkıyor. Şirkette olduğunda yanına uğrayanlar, yanına uğradıkların, bir kahve içmek için asansor sırası beklediğin, 5 kat asağı kafeteryaya inmek için harcadığın tum zamanlar sana armağan olarak geliyor. Bir türlü fırsat bulup okuyamadığın, okusan da anlayamadığın dökümanları, makaleleri kolayca eritebiliyorsun. E-learning için harika bir fırsat. Yeni dünyada her konuya ait eğitimi internet ortamında bulmak mümkün. Gerek teknik, gerek kişisel gelişim eğitimleriyle bu odaklı günde buluşmak iyi bir fırsat.
En güzelini sona sakladım. Güzel günlerde perşembe akşamından bir yere kaçıp, ertesi gün ayaklarınız suda, havuz başında ya da mis kokulu bir ormanda çalışmaya devam edebilirsiniz. Bilgisayarı kapattığınız anda doğa ana size kucağını şefkatle açacaktır.
Olumsuz deneyimlerime gelince:
Evde kücük bir çocuk varsa kendini soyutlamak, kapıyı kapalı tutup çalışmak çok zor oluyor. Kapı önünde ağlamalar, kapıyı tekmelemeler, konferans çağrı ortasında ağlama sesleri, görüntülü görüşmelerde kareye giren çocuk tarafımdan bizzat deneyimlenmiştir.
Evde çalışamadığınızı anlayınca yakındaki kahve dükkanına yönelebilirsiniz. Ortamdaki ses, firmalar ile para, pazarlık gerektiren görüşmeleri herkesin ortasında yapmak sıkıntı yaratabiliyor. Yoğun kullanıcı olan saatlerde internette yavaşlık oluyor. Kuytu köşelerde çekmeyen telefon sesli konferans görüşmelerinde sesin gelmiyor, seni duyamıyoruz denilerek devre dışı kalmanıza sebep oluyor.Kendi başınıza iş yapacaksanız harika ama bütün gün uzaktan toplantılara katılacaksanız çok verimsiz olabiliyor. Sarkık kulak, şişmiş başa sebep olabiliyor.
Toparlamak gerekirse çalışmak özünde zor mesele. İster uzaktan, ister yerinde olsun. En güzeli uzaktan çalışma hakkımız olsun. İstediğimizde kullanalım, istediğimizde kullanmayalım. Tercih bizim olsun.
Bu arada, hiç ofis olmadan yalnızca uzaktan çalışma deneyimim hiç olmadı. Bu şekilde deneyimi olan arkadaşlar bizimle deneyimlerini paylaşırsa sevinçten dört köşe olabilirim.